Gündem
Ekonomik krizin faturası halka çıktı: Aç kalanlar sosyal medyada çare arıyor


Ekonomik kriz ve pandeminin faturası her geçen gün ağırlaşıyor. Son dönemlerde işsiz kalan ve evine gıda alamayan çok sayıda kişi, sosyal medya üzerinden yardım talebinde bulunuyor.
BOLD – İşsizlikten ve ekonomik sıkıntıdan bunalanların sosyal medyada, “Yardım değil, iş istiyorum” paylaşımları çoğaldı. Üniversite mezunu işsizlerin çığlıkları ile dolan sosyal medyada pek çok kişi, kirasını ödeyemediğini, çocuklarına yeterli gıdayı alamadığını söyleyerek yardım istiyor. Son çare olarak sosyal medyadan bir çıkış arayan kişiler, umutlarının tükendiğini vurguluyor.
“ÇALIŞIP AİLEME UN ALMAK İSTİYORUM”
Sözcü’nün Latif Sansür’ün haberine göre Antalya’da yaşadıklarını, annesinin tandırda ekmek yaptığını ve unlarının kalmadığını paylaşan üniversite öğrencisi Vela, “Paylaşım yapmaya utanıyorum ama başka çarem yok. Benim annem tandırda ekmek yapıyor ve unumuz kalmadı. On aydır iş arıyorum bulamadım. Lütfen, en azından bir haftalık bile olsa çalışıp erzak ve un almak istiyorum aileme. Umarım yazdığımı yanlış anlamazsınız. Para istemiyorum kimseden, iş istiyorum. Neden kimse sesimizi duymuyor? Sokakta aradım bulamadım burada paylaştım” dedi.
KİRA, FATURALAR BİRİKTİ, YİYECEK DE KALMADI
Ahmet Alpyiğit isimli sosyal medya kullanıcısı ise“Kalp hastasıyım. Üç çocuğum var, iş arıyorum bulamıyorum. Evde yiyecek içecek bir şey kalmadı. Elektrik, su, kira hepsi birikti ve dayanacak gücümüz kalmadı. Allah için bize yardımcı olun. Ne olur, çok çaresiz kaldık” diye yardım talebinde bulundu.
“İNTİHAR ETME NOKTASINA GELDİM”
Aydın’da yaşayan tıbbi sekreter Berrin Tanış beş aydan bu yana işsiz olduğunu, borçlarını ve kirasını ödeyemediğini belirterek, “Artık intihar etme noktasına geldim. Geçinemiyorum. Lütfen sesimi duyun, iş istiyorum sadece iş” paylaşımı yaptı. Hiçbir yerde iş bulamadığı için durumunu sosyal medyadan paylaşmak zorunda kaldığını söyleyen Tanış, “AKP olmadan hastanelere eleman alınmıyor. Herhangi bir sağlık kuruluşunda işe girebilmeniz için AKP’li bir tanıdığınız olacak. Arkamda biri olmadan işe girmek istiyorum. İnsanca yaşamak istiyorum” dedi.
“ERZAK BİLE BULAMIYORUM”
Sare Türkoğlu isimli sosyal medya kullanıcısı ise “Manisa ve çevresinde iş arıyorum öğretmenim. Bir bayanın yapabileceği fabrika işçiliği, hasta bakımı, çocuk bakımı gibi işlerde çalışırım” dedi. Bayram adlı sosyal medya kullanıcısı da “Ben 4 çocukla hayatımı sürdürme mücadelesi içindeyim. İstanbul Esenyurt’ta oturuyorum. İnanın ki artık erzak bile bulamıyorum. Banka borcum beni mahvetti. İş arıyorum yardımcı olur musunuz?” dedi.
Bunlar da ilgini çekebilir


AKP’nin 2019’dan beri paket paket açıkladığı ancak uygulanmayan yargı reformunun 4’üncü paketi olan İnsan Hakları Eylem Planı, Beştepe’de düzenlenecek programla kamuoyuna duyurulacak.
BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın Kasım ayında gündeme getirdiği yargı reformunun 4’üncü paketi olan İnsan Hakları Eylem Planı, Beştepe’de düzenlenecek programla kamuoyuna duyurulacak. İnsan Hakları Eylem Planı, 11 ilke, 9 amaç ve çok sayıda hedeften oluşuyor. Ekonomi reformu ile ilgili paket ise Mart’ın ikinci haftasında açıklanacak.
PAKETTE MÜLKİYET HAKKINA ÖZEL VURGU
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacak olan İnsan Hakları Eylem Planı’nın, Türkiye’nin temel politika belgesi olması planlanıyor. Düzenlemenin mevzuat ve idari faaliyetleri hukuki öngörülebilirlik, şeffaflık ve hesap verilebilirlik temelinde ele alması öngörülüyor. Mülkiyet hakkına, kazanılmış haklara, suç ve cezanın şahsiliğine, masumiyet karinesine güçlü bir vurgu yapılan planla, bu alanlarda çeşitli değişiklikler hedefleniyor. Bunun yanı sıra planda, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını güçlendirecek önemli faaliyetler de öngörülüyor.
HİZMET HAREKETİNİN 62 MİLYARLIK MÜLKLERİNE ÇÖKÜLDÜ
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün açıklayacağı yargı paketi ile mülkiyet hakkına ve kazanılmış haklara vurgu yapacak. Erdoğan’ın mülkiyet hakkı vurgusuna karşın 17/25 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmalarından sonra Hizmet Hareketi’ne yakın oldukları gerekçesiyle yönetimlerine kayyım atanan ve 15 Temmuz 2016 sonrası da tamamen hukuksuz şekilde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredilen 955 şirketin aktif büyüklüğü ise 62 milyar liraya ulaştı.
CEZALARINI ÇEKMELERİNE RAĞMEN BIRAKILMIYORLAR
AKP’nin 2019’dan beri paket paket açıkladığı ancak uygulanmayan maddelerden bazıları ise şu şekilde… Daha önce çıkarılan yargı paketine göre uzun tutukluluk halinin ortadan kaldırılması amacıyla soruşturma aşaması için ayrı bir azami tutukluluk süresi belirlendi. Suça sürüklenen çocuklar için azami tutukluk süreleri kısaltıldı. Ancak tutukluluk süreleri dolmasına karşın serbest bırakılmayan çok sayıda hizmet hareketi mensubu cezaevinde bulunuyor.
DOĞUM YAPAN KADINLAR EVLERİ YERİNE CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ
Önceki yargı reformlarında yeni doğum yapan ve toplam 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan kadın hükümlülere cezalarını konutunda infaz edebilme imkanı getirildi ve hamile kadınların cezasının 1,5 yıl ertelenebileceği hükme bağlandı. Ancak çok sayıda hizmet mensubu kadın, polis nezaretinde doğum yaparken, doğumdan kısa süre sonra da evleri yerine cezaevlerine gönderildi. Şu an cezaevlerinde bine yakın bebek ve çocuk, anneleri ile birlikte cezaevlerinde bulunuyor.
SON ANLARINDA YANLARINDA OLAMADILAR
Hükümlülerin eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malullükleri halinde infaza ara verilebilmesine imkan tanındı. Çocuk hükümlülere verilebilecek ödül imkanının kapsamı genişletildi. Bu hüküm de Hizmet Hareketi mensuplarına uygulanmadı. Sürekli hastalıkları bulunan birçok hizmet hareketi mensubu, yakınlarının son anlarında ve cenaze törenlerinde yanlarında olamadı.
KADINA ŞİDDET VE KADIN CİNAYETLERİ ÖNLENEMEDİ
Her yargı paketinde yeni düzenlemelerin yapıldığı kadına yönelik şiddet konusunda yine özel önlemler alındı. Bu kapsamda 2019’da “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanması” konulu genelge yayımlanarak birçok yeni uygulamaya işaret edildi ve somut adımlar belirlendi. Ancak bu durum da kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin önlenmesinde etkili olamadı.
Selahattin Demirtaş: Daha cesur olmanın vakti çoktan geldi de geçiyor


Yurtdışına gönderilecek din görevlilerinin hazırlık eğitimi açılışında konuşan Ali Erbaş, imamlardan gidecekleri Batı ülkelerinde İslamofobia ile mücadele istedi. Batı karnesi ise oldukça zayıf olan Diyanet’in imamları hakkında Almanya’da casusluk soruşturmaları devam ederken, Freedom House raporunda Diyanet’in yurtdışı yapılanması DİTİB’i muhalifleri izlemek için araç gibi kullandığı yer alıyor.
BOLD – Diyanet İşleri Başkanı (DİB) Ali Erbaş, Yurt Dışı Sözleşmeli Din Görevlileri Hizmet Öncesi ve Hizmete Hazırlık Eğitimi açılışında konuştu.
Batı’nın, kendisine suni bir düşman algısı oluşturduğunu belirten Erbaş: “Bu algı neticesinde görev yapacağınız ülkelerde İslamofobik olaylar artmaktadır. Onlara İslam’ı ve kendimizi doğru tanıtmaya çalışmalıyız. İslamofobia ve İslam düşmanlığına karşı, ülkemizde kazandığınız ilmi birikimi aktarma, kültürümüzü yaşatma ve din hizmeti sunma açısından sizlere büyük görevler düşmektedir” dedi.
ALMANYA’DA CASUSUSLUK SORUŞTURMASI
Almanya’da 15 Temmuz’dan sonra Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) bünyesinde görev yapan imamların, başta Gülen Cemaati üyeleri olmak üzere muhalifler hakkında bilgi toplayarak Ankara’ya ilettiği ortaya çıktı.
Almanya’da 2017 yılında başlatılan soruşturmaya göre, Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) tarafından yayınlanan bir genelgede imamlardan bulundukları yerlerde cemaat ve muhalifler hakkında ajanlık yapmasını istendi. Almanya iç istihbarat örgütünün yaptığı çalışmaların ardından sadece Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde 13 imamın ajanlık yaptığını saptandı. Bu imamlar 33 kişi ve 11 eğitim kurumu hakkında topladıkları bilgileri Diyanete iletmekle suçlandı. Operasyonlara tepki gösteren AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş: “Hiçbir Diyanet imamı ajan değildir” dedi.
FREEDOM HOUSE’UN DİTİB RAPORU
ABD Washington merkezli Freedom House’un ‘Ulusötesi Baskı’ raporuna göre ise, DİB’e bağlı DİTİB’in yurtdışındaki muhalifleri “izlemek için bir araç” olduğu kaydedildi.
Türkiye sınır dışında muhaliflere baskıda Çin’den sonra ikinci ülke


Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılanan sanatçılar Metin Akpınar ve Müjdat Gezen beraat etti. İkilinin avukatları, dile getirilen sözlerin hakaret değil siyasi düşünce özgürlüğünün bir parçası olduğunu vurguladı.
BOLD – Müjdat Gezen ve Metin Akpınar hakkında 21 Aralık 2018’de Uğur Dündar’ın sunduğu Halk Arenası programında söyledikleri sözler nedeniyle “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan dava açıldı. İkili için 4’er yıl 8’er aya kadar hapis cezası istendi. Cumhuriyet’ten Zehre Özdilek’in haberine göre Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, taraf avukatları katıldı. Önceki celse savunma yapan ve duruşmalardan vareste tutulan Akpınar ve Gezen duruşmaya katılmadı. Duruşmada söz alan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı, “Sanıklar cezalandırılsın” dedi.
HAKARET DEĞİL DÜŞÜNCE ÖZGÜRÜLĞÜ
Akpınar’ın avukatı Ahmet Köksal Bayraktar, şunları dile getirdi: “Soruşturma aşamasında verilen izin usule uygun değildir. İznin bizzat Adalet Bakanı tarafından verilmesi gerekmektedir. Bu yüzden usule ilişkin itirazımız vardır. Bugün doğrudan doğruya Cumhurbaşkanına hakaret aranıyor. Basit saygısızlıklar bunu meydana getirmez. Şeref ve haysiyete aykırılık aranması gerekir. Ama Erdoğan 2015 yılından beri bir parti başkanıdır. Karşısına muhalefet organlarını alıyor. Siyasi hak yönünden irdelememiz lazım. Tam 11 ülkede ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçu yok. Türkiye’de hiçbir lider ayağından asılmadı. Cezaevinde zehirlenmedi. Bunları dinleyen hiç kimse Gezen ve Akpınar ‘şu kişiyi diyor’ demiyor. Sözlerin bütünlüğü içinde mütalaa etmek lazım. Cımbızla iki cümle çekiliyor. Orda Erdoğan denilmiyor. Ona yönelik değil. Biz Akpınar ve Gezen ile beraber büyüdük. Onların oyunlarına bir ay önceden bileti zor bulurduk. Dolayısıyla böyle bir davada yargılanmak Akpınar ve Gezen için zaten büyük bir cezadır. Hakaret değil siyasi düşünce özgürlüğünün bir parçasıdır. Müvekkilimin beraatini istiyorum.”
Köksal’ın yeni bilirkişi raporu alınmasına ve izin talebinde ilişkin talebi reddedildi.
TÜRKİYE İÇİN UTANÇ
Gezen’in avukatı Celal Ülgen ise, “Gerek Müvekkilimiz Müjdat Gezen ve gerekse diğer sanık Metin Akpınar Halk TV ekranlarında gayet barışçıl bir vaziyette ve amaçta ülkemizin demokrasiye olan gereksinimlerini anlatmışlardır. Ancak demokratik ülkelerde eşine asla rastlanmayacak türde iki sanatçı, yılların komedi üstatları hakkında dava açılmıştır. Böyle bir olay Türkiye için utançtır. Düşünce özgürlüğü demokrasinin penceresidir” dedi.
Mahkeme heyeti Gezen ve Akpınar’ın beraatine karar verdi.
Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, Gezen ve Akpınar’ın “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu işlediklerini belirtilerek 4’er yıl 8’er aya kadar hapis ile cezalandırılmalarına karar verilmesini istemişti.



AKP’li Mahir Ünal’ın Bahçeli videosu: Yerli ve milli unsurlar tasfiye edildi


Erdoğan ve saraylarını korumak için bir yılda 263 milyon TL harcandı


Uygulanmayan yargı reformunun dördüncü paketi bugün açıklanacak
Popular
-
Genel2 gün önce
Ağzından kan gelen verem hastası Tenzile Acar hücrede tutuluyor
-
Gündem2 gün önce
İşte Uşak’taki çıplak aramanın belgesi
-
BOLD ÖZEL1 gün önce
Tutuklu Emniyet Amiri Ömer Köse’ye pandemi döneminde su yok
-
BOLD ÖZEL2 gün önce
En fazla aşı yapılan şehirlerde hasta çok, en az aşı yapılanlarda ise az
-
BOLD ÖZEL1 gün önce
Anne ve babası tutuklu Serdar’ın feryadı: Mal da mülk de sizin olsun, yeter ki bizi rahat bırakın!
-
Dünya1 gün önce
Türkiye’nin Kuzey Irak operasyonları Tahran ve Ankara’yı karşı karşıya getirdi
-
Dünya2 gün önce
Libya’da ele geçirilen Rus hava savunma sistemi ABD iş birliğiyle Türkiye’ye getirildi
-
Analiz2 gün önce
Pandemi AKP’nin 18 yıllık kibrini yerle bir etti: Bir bakan daha özür diledi