AİHM’in Osman Kavala kararını uygulamadığı için Avrupa Konseyi’nin ‘ihlal prosedürü’ ile karşı karşıya kalan Türkiye’de Osman Kavala bir kez daha hakim karşısına çıkacak. Bu duruşma, AKP hükumetinin AB Konsey’ine görüş bildireceği 19 Ocak’ta tarihinden önceki son duruşma olacak.
BOLD – Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı iş insanı Osman Kavala yarın bir kez daha hakim karşısına çıkacak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Kavala hakkındaki kararlarını uygulamaması yüzünden Türkiye’nin Avrupa Konseyi tarafından cezalandırılması da gündemde.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde görüşen Kavala bu duruma dikkat çekerek, AKP yönetimi ve Erdoğan’ı uyardı.
AYNI DELİLLERLE YENİ DAVA
Sözcü gazetesinden Başak Kaya’nın haberleştirdiği görüşmede Kavala, beraat etmesine rağmen aynı delillerle yeniden yargılandığını hatırlatarak, “Beni mahkeme beraat ettirdi ama onun kafasında beraat etmediğim için bana aynı delillerle yeni bir dava açıldı. İddianamede, ‘Henri Barkey ile yoğun irtibatı var, bu da casus olduğunun kanıtıdır’ deniyor. Ama ‘Barkey üst düzey ve yetenekli bir casus olduğu için bu irtibatı somutlaştıramadık’ deniyor. İki yerde somutlaştırılmış” dedi.
BUNA DA İRTİBAT DEMİŞLER
İddianamede yer alan tutarsızlıklara değinen Kavala, “Biri, benim büromun çatısında bir baz istasyonu var, Barkey de aynı gün aynı saat aralığında aynı baz istasyonundan yararlanmış. Ben büromdayım, o da muhtemelen İstiklal Caddesi’nde yürüyor. İstiklal caddesinden geçenler benim büromun çatısındaki baz istasyonundan yararlanır. Buna yoğun irtibat deniyor. Bir diğeri de darbe sonrası Türkiye’yi kimlerin yöneteceğini belirlemek için yurtdışında toplantı yaptılar deniyor. Aynı iddianamede onun Almanya’da, benim Fransa’da ayrı ülkelerde olduğumuz da yazıyor ama buna da irtibat demişler” dedi.
KURUCUSU OLDUĞU KONSEY TARAFINDAN CEZALANDIRLACAK
AİHM’in kendisi hakkındaki kararlarını uygulamaması yüzünden Türkiye’nin Avrupa Konseyi tarafından cezalandırılmasına ilişkin konuşan Kavbala, “Avrupa Konseyi, yaptırım uygularsa bu Türkiye açısından çok vahim olacak. Türkiye’nin kurucusu olduğu bir konsey tarafından cezalandırılmasından ben utanırım. Yaptırım kararından memnun olmam. Bu duruma getirmemeleri lazım. Bu konuyla ilgili Erdoğan ile Çavuşoğlu’nun basına yansıyan yaklaşımları arasında fark var. Avrupa Konseyi’nin yaptırımları dış müdahale olarak yorumlanamaz. Türkiye’nin kurucusu olduğu bir konseyin müdahalesi olarak bakmak lazım” ifadelerini kullandı.
TEK DIŞ GÜÇ BEN KALDIM
Siyasilerin kendisi hakkındaki olumsuz beyanlarından mahkemelerin etkilendiğini söyleyen Kavala, “Amerika’ya, Rusya’ya, Almanya’ya, Fransa’ya bir şey söyleyemiyor. Elde kala kala dış güç olarak bir ben kaldım, bir de Soros kaldı. Benimle de Soros’la da araları çok iyiydi. Bir hukuk devletinde bir davanın sanığı hakkında ülkeyi yönetenler en az 10 kez olumsuz beyanda bulunamaz. Bu süreçten, mahkemenin etkilenmeyeceği nasıl beklenebilir” diye konuştu.
İHLAL PROSEDÜRÜ
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHM) iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılması kararını uygulamayan Türkiye için “ihlal prosedürü” başlattı. Türkiye, böylece, 2010’dan bu yana Azerbaycan’dan sonra bu sürece tabi tutulan ikinci ülke oldu. Bakanlar Komitesi’nde yapılan oylamada, 35 ülke “ihlal prosedürü” başlatılmasına destek verdi. Avrupa Konseyi, Türkiye’den 19 Ocak’a kadar görüşünü iletmesini istedi. Yani duruşmadan 2 gün sonra Türkiye görüş bildirmek zorunda kalacak.
YAPTIRIMLAR NELER
Bakanlar Komitesi, AİHM’den “Yükümlülük yerine getirilmemiştir” şeklinde bir bildirim alması durumunda Türkiye’ye uygulanacak tedbirler ele alınacak. Bu tedbirlerin neler olacağı somut olarak belirtilmiyor, komitenin uygun göreceği adımları atacağı kaydediliyor. Bu adımlar arasında söz konusu ülkenin oy hakkının veya üyeliğinin askıya alınması ve hatta üyelikten çıkarılması da yer alıyor.
AİHM’den Hidayet Karaca’ya ayrımcılık: Dava 5 yıldır bitmedi