BoldMedya
Video Galeri
Foto Galeri
  • BOLD ÖZEL
  • Gündem
  • Analiz
  • Politika
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Spor
  • Kültür
    • Müzik
    • Sinema
    • Nostalji
    • Eskimez Yazılar
No Result
View All Result
  • BOLD ÖZEL
  • Gündem
  • Analiz
  • Politika
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Spor
  • Kültür
    • Müzik
    • Sinema
    • Nostalji
    • Eskimez Yazılar
No Result
View All Result
BoldMedya
No Result
View All Result
Ana Sayfa Gündem

Cezaevindeki gazeteci Sedef Kabaş’tan mektup: Kendilerini haklı gösterenler gerçek suçlu

06/02/2022
Cezaevindeki gazeteci Sedef Kabaş’tan mektup: Kendilerini haklı gösterenler gerçek suçlu
Share on FacebookShare on Twitter

15 gündür tutuklu olan gazeteci Sedef Kabaş, kaldığı Bakırköy Cezaevi’nden mektup yazdı, Türkiye’de yaşanan hukuksuzlukları dile getiren Kabaş mektubunu, “Bir an için düşünün; kendilerini haklı gösterenler gerçek suçlu, suçlu ilan edilenler ise sonuna kadar haklı…” ifadeleriyle bitirdi.

BOLD – AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldığı iddia edilen, ekranda söylediği Çerkez atasözü, “Büyükbaş hayvan bir saraya girdiğinde o kral olmaz, o saray ahır olur.” sözleri nedeniyle tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş, kaldığı Bakırköy Cezaevi’nden Cumhuriyet gazetesine mektup yazdı. Kabaş mektubunda, Türkiye’de yargının bağımsız olmadığını, insanların kategorize edildiğini anlattı.

Kabaş’ın Türkiye’deki çarpık sistemi anlattığı mektubu şöyle;

“Eğer bir ülkede yargı bağımsızdır, diye beyanat verenler bizzat yargıya müdahale ediyorsa;

Eğer yargı kişilerin ne yaptıklarından ziyade kim olduklarına ve hatta kimlerden olduklarına bakarak değerlendirme yapıyorsa;

Eğer yargı kararları siyasi erkin baskısı ya da güç odaklarının talimatları doğrultusunda alınıyorsa;

Eğer mahkemeler sanıkları “bizden mi, değil mi”, “inançlı mı kâfir mi”, “kadın mı, erkek mi”, sıradan biri mi, popüler mi”, “ iktidara yakın mı, muhalif mi” diye kategorize ediyorsa;

Eğer bir Adalet Bakanı’nın ifadesi ile tutuklama ve hapis “siparişleri” veriliyorsa;

Eğer ifadeye çağrılması gerekenler gece yarısı operasyonları ile gözaltına alınıyorsa;

Eğer bir kişiye dair daha polis tarafından ifadesi dahi alınmamışken bir Adalet Bakanı hüküm veriyor ve bunu milyonlara ilan ediyorsa;

Eğer istisna olan tutuklu yargılama, delil karartma ve kaçma şüphesi olmayanlar için ve hatta hüküm giyse bile hapis cezası almayacaklar için cezalandırma aracı olarak kullanılıyorsa;

Eğer siyasi otorite mahkemelere ihtiyaç duymadan bunun “suçlu”, kimin “hain”, kimin “terörist”, olduğuna peşinen karar verebiliyor ve buna göre yargıya işlem yapılmasını emredebiliyorsa;

Eğer bir suça dair somut delil, belge, kanıt sunmadan yazılan iddianameler ile sırf “sakıncalı” diye birileri “siyasi rehin” olarak demir parmaklıklar arkasında tutuluyorsa;

Eğer nice cana mal olmuş suikast, linç, ağır İhmal, cinayet, katliam, terör saldırıları davaların kasıtlı biçimde örseleniyor, öteleniyor ve engelleniyorsa;

Eğer alt mahkemeler en üst mahkeme olan Anayasa Mahkemesi kararlarını örneği olmayacak şekilde hiçe sayabiliyorsa;

Eğer ülkeyi yönetenler kendilerinin hukukun üstünde görüp “Anayasayı tanımıyoruz”, AİHM’e de kulak asmıyoruz tavrını sergileyebiliyorsa;

Eğer siyasi bir el bir gecede tek bir imza ile hukuka aykırı şekilde uluslararası sözleşmeleri iptal edebiliyorsa;

Eğer bakanlar “kırın kapıyı girin içeri”, “yıkın” geneline hukuk arkadan gelir yönlendirmelerini pervasızca yapabiliyorsa;

Eğer bir taraf yağma, talan, hırsızlık, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, “mala çökme”, rüşvet, yolsuzluk, uluslararası uyuşturucu ticareti, iman ticareti, silah ticareti, hedef gösterme, tehdit, linç, tecavüz, cinayet, teröre destek ve hatta terör suçlarını aleni şekilde işliyor ve bırakın ceza almayı haklarında soruşturma dahi açılmıyorsa;

Eğer bunları görüp de susmayanlar, eleştirenler, itiraz edenler, protesto edenler, ortaya çıkaranlar, haber yapanlar, kamuoyu ile paylaşanlar yine yargı araç yapılarak sindirilmeye, susturulmaya ve cezalandırılmaya çalışılıyorsa;

Orada yargıya güven olur mu?

Orada “Adalet mülkün temelidir” sözü inandırıcı bulunur mu?

Orada demokratik, huzur, barış ve refah dolu bir düzen kurulmuş olur mu?

Buz gibi gerçek, esasen bu sorular verdiğiniz yanıtlarda saklı…

Belki de o yüzden bir an için düşünün; kendilerini haklı gösterenler gerçek suçlu, suçlu ilan edilenler ise sonuna kadar haklı…”

Sedef Kabaş, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi

https://boldmedya.com/2022/02/06/umraniye-cezaevinde-mahkumlar-hak-ihllallerine-isyan-etmis/

Etiketler AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanBakırköy Kadın Kapalı CezaeviÇerkez atasözücumhuriyet gazetesisedef kabaşSedef Kabaş mektupSedef Kabaş'tan cezaevinden mektup

Son Haberler

CHP’li belediye demedi bakanını selin vurduğu Sinop’a gönderdi

CHP’li belediye demedi bakanını selin vurduğu Sinop’a gönderdi

Postacı Cem Küçük’e Sedat Peker şamarı KukPlas’a malzeme oldu

Postacı Cem Küçük’e Sedat Peker şamarı KukPlas’a malzeme oldu

Kendisine yüzde 40 zam yapan Erdoğan vatandaştan yine ‘sabır’ istedi

Kendisine yüzde 40 zam yapan Erdoğan vatandaştan yine ‘sabır’ istedi

Özel hayatı didik didik edilen CHP’li vekil Erdoğan’a patladı

CHP, Aykut Erdoğdu’dan doğru kararı vermesini bekliyor

Boldmedya.com bir International Journalists Association e.V. kuruluşudur. https://www.youtube.com/boldmedya kanalından görsel içerik de üretmektedir.

Bizi Takip Edin

  • About
  • Advertise
  • Privacy & Policy
  • Contact

© 2018 - 2022 Bold Medya - Designed by INCREASES

No Result
View All Result
  • BOLD ÖZEL
  • Gündem
  • Analiz
  • Politika
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Medya
  • Spor
  • Kültür
    • Müzik
    • Sinema
    • Nostalji
    • Eskimez Yazılar

© 2018 - 2022 Bold Medya - Designed by INCREASES