Washington Post gazetesi, Türkiye’nin Montrö’deki ‘savaş’ ve ‘yakın savaş tehdidi’ durumunda savaş gemilerinin geçişini düzenleyen maddeyi yürürlüğe koymasının Rusya’nın Ukrayna işgalini ciddi anlamda etkilemeyeceğini yazdı.
BOLD – Türkiye’nin Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkelere Boğazlardan geçiş konusunda talepte bulunmamaları uyarısının Rusya-Ukrayna savaşındaki olası etkisi uluslararası basında da değerlendirmelere konu oldu.
Washington Post gazetesi, Türkiye’nin bu hamlesinin Rusya’nın Ukrayna işgalini ciddi anlamda etkilemeyeceğini ancak Türkiye’nin denge kurma stratejisini ortaya koyduğunu yazdı.
RUSYA’YLA SÜRTÜŞMENİN TÜRKİYE’YE BÜYÜK BEDELLERİ OLUR
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2016’daki darbe girişiminden bu yana en kötü krizle karşı karşıya kaldığı belirtilen yazıda, bu süreçte Rusya’yla sürtüşmenin Türkiye için çok büyük bedelleri olacağını ifade etti.
Orta Doğu tarihi alanında akademisyen Howard Eissenstat imzalı makalede Türkiye’nin Rus savaş gemilerine Boğazları kapatmasının “Rusya’nın Ukrayna işgalinde büyük bir yön değişimi yaratmaktan ziyade Türkiye’nin kendi diplomatik stratejisi açısından anlam ifade ettiği” yorumunda bulundu.
“HİÇBİR ETKİSİ OLMAYABİLİR”
Bu kararın askeri etkisinin muhtemelen sınırlı olacağını ve Rusya’ya ciddi bir zarar vermeyeceğini belirten gazete, Rusya’nın 2014’te Ukrayna donanmasının büyük bölümüne el koyduğuna, denizlerde halihazırda pek fazla gücü olmayan Ukrayna’nın aksine Rusya’nın Karadeniz Filosu’nda yaklaşık 45 savaş gemisi ve denizaltı bulunduğuna dikkat çekti.
Washington Post’un makalesinde, Türkiye’nin Montrö Anlaşması’nı uygulama kararının tam olarak ne anlama geldiğinin de net olmadığı kaydedildi. Yazıda, Rusya’nın halihazırda gemilerini savaş pozisyonuna getirdiği, bu nedenle Boğazlardan geçisin savaşın gidişatında hiçbir etkisi olmayabileceği belirtildi.
Türkiye’nin Montrö kararının Ankara’nın Ukrayna krizinde diplomaside denge kurmasına yardımcı olacağını yazan Washington Post, Türkiye’nin bu krizde riskleri en aza indirme stratejisi benimsediğini ifade etti. Makalede, Erdoğan’ın Ukrayna konusunda NATO ve Avrupa Birliği’ne yönelttiği eleştirilerin ve arabuluculuk önerisinin de Türkiye’yi bu krizde önemli bir taraf olarak ön planda tutmaya yönelik olduğu belirtildi.
“TÜRKİYE’NİN STRATEJİSİ GÜRÜLTÜLÜ DİPLOMASİ”
Türkiye’nin stratejisini “gürültülü diplomasi” olarak tanımlayan Washington Post, Ankara’nın Montrö açıklamalarıyla “jeopolitik önemine” vurgu yapmaya çalıştığı değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin Kiev’e destek için çok somut adımlar atmadığı kaydedilen yazıda, Ankara’nın Moskova’ya yönelik yaptırımlara katılmadığına da dikkat çekildi. Türkiye’nin Ukrayna’ya SİHA desteği verdiği, ancak bunların sayısının sınırlı kaldığı ve muhtemelen Ukrayna’ya destekten ziyade Türkiye’nin küresel silah ticareti çabalarıyla ilişkili olduğu yorumu da yazıda yer aldı.
TÜRKİYE, 19. MADDEDEKİ İSTİSNAYI RUSYA YARARINA UYGULAYACAK
Montrö Antlaşması’nın 19. Maddesi “Savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin Boğazlar’dan geçmesi yasak olacaktır” derken ‘‘Karadeniz’e kıyıdaş olan ya da olmayan savaşan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönebilirler’’ ifadeleri ile bir istisna koyuyor.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, son 2 gündeki açıklamasında Türkiye’nin 19. maddedeki bu istisnayı uygulayacağını ifade etti. Yani örneğin Rusya’nın Karadeniz Donanması’na ait Suriye’nin Tartus Limanı’nda, Akdeniz’de veya tamir-tadilat için kuzeydeki Rus askeri üslerinde olan bir gemisi bu istisna çerçevesinde yine Boğazlardan geçip Karadeniz’e açılabilecek.
Ukrayna’nın Karadeniz dışında bir donanma gemisi bulunmadığı düşünülürse bu istisnanın uygulanması her halükarda Rusya’nın yararına olacaktır.
TÜRKİYE, BÜTÜN RUS SAVAŞ GEMİLERİNİN GEÇİŞİNİ ENGELLEYEBİLİR
Montrö Sözleşmesi aslında Türkiye’nin kendisini ‘’pek yakın bir savaş tehdidi’ altında hissetmesi durumunda Türkiye’ye kıyıdaş devlet ya da devletlerin savaş gemilerine bağlı oldukları üsse dönmesine izin vermeme hakkı da veriyor.
Rusya’yı en zorlayacak durum da Montrö’nün Türkiye’ye tanıdığı bu hakkın devreye sokulması olacaktır. Ancak Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarından Rusya’yı kızdıracak bu düzenlemenin uygulanmayacağı anlaşılıyor.
Hamdi Yılmaz’ın Bükreş’te çektiği sıkıntıları bir Allah’ın kulu görmüyor!