Derinleşen ekonomik kriz başta olmak üzere artan sorunlar eşliğinde seçime gitmeye hazırlanan AKP Hükumeti, içerideki sorunları unutturmak için dış politikada sert söylemlere hız verdi. Peki bu şahin politika Erdoğan’a bir dönem daha kazandırabilecek mi?
BOLD ANALİZ – Gittikçe derinleşen ekonomik kriz, hukukun ve bürokrasinin çökmesi, her gün açıklanan zamlar, sığınmacı krizi, muhaliflerin şeytanlaştırılması ve insan hakları ihlalleri, yağma, talan, toplumsal kutuplaşma, vatandaşlarının huzuru yurt dışında araması… Bunlar ve benzerleri 2023 seçimlerine yaklaşılırken Türkiye gündeminin temel taşları halini aldı. Beklenen baskın seçim öncesi Türkiye dış politika söyleminde dozu yükseltiyor. Erdoğan, şu an için İsveç, Finlandiya, Yunanistan ve PYD/YPG’yi hedef almış durumda. Bu sefer de şehit haberleri ve dış politikada Erdoğan’ın “Eyy!..” nidaları seçimin kaderini belirleyebilecek mi?
ERDOĞAN’IN YENİ DIŞ DÜŞMANLARI NETLEŞİYOR
Erdoğan’ın gizliden gizliye yürüttüğü seçim çalışmalarını hızlandırdığı düşünülüyor. Seçim sathı mahalline girilmemiş olsa da Türkiye bir süredir bu atmosferi yaşıyor. Her an ilan edilebilecek bir baskın seçimden bahsediliyor. Ekonomik kriz zor durumda bıraksa da Erdoğan tüm kartlarını kullanmayı hedefliyor. Bu kapsamda şimdiki “dış düşmanlar” da yavaş yavaş netleşiyor. BAE ve Suudi Arabistan’a yakınlaşma, AB’nin kasıtlı olarak sürdürdüğü polemik çıkarmama tavrı, Mısır ve İsrail ile geliştirilen ilişkiler hesaba katıldığında şu anki dış düşmanlar Yunanistan, Finlandiya, İsveç ve PYD/YPG olarak görülüyor. Tabii listenin uzayıp kısalması Erdoğan’a bağlı.
ERDOĞAN PLANLI BİR SORUN ÇIKARMA PEŞİNDE Mİ?
Türkiye, 18 Mayıs’ta resmi olarak NATO üyeliğine başvuran İsveç ve Finlandiya’yı veto edeceğini açıklayan ilk ve tek ülke konumunda. Türkiye’nin veto kararına karşı Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinistö, “Erdoğan ile yaklaşık bir ay önce telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Benden önce inisiyatif aldı ve ‘NATO’ya başvuruyorsunuz ve biz bunu olumlu değerlendiriyoruz’ dedi. Kendisine teşekkür ettim. Yani anlayacağınız kafam biraz karıştı” demişti. Erdoğan’ın veto çıkışının müzakere masası kurmak için planlı bir sorun çıkartma girişimi olduğu değerlendiriliyor.
ERDOĞAN’A GÖRE İSVEÇ VE FİNLANDİYA TERÖR DEVLETİ
Erdoğan bu iki devleti “terör devleti” olarak tanımlıyor. Terörün maddi destekçileri olduklarını iddia ediyor. Terör örgütü üyesi olduğunu düşündüğü kişileri bu ülkelerden talep ediyor. PYD/YPG’yi terör örgütü olarak tanımamakla ve Türkiye’nin Kıbrıs çözümünü desteklememekle suçluyor. Türkiye’ye koydukları ambargoyu hemen kaldırmalarını istiyor. Tabii bir taraftan da müzakereler sürdürülüyor. Bu devletlerin hızlı bir şekilde NATO güvenlik kalkanına sığınmaya ihtiyacı var. Finlandiya Dışişleri Bakanı 28 Mayıs’ta yaptığı açıklamada müzakerelerin iyi gittiğini ifade etti. Erdoğan müzakerelerden bazı tavizler kazanacak gibi görünüyor. Erdoğan’ın, seçim öncesinde bu şekilde bir ‘zafer’ kazanmasının sandığa yansıyacağı düşünülüyor. Muhalefet ise Erdoğan’ı ‘dış politika meselelerini iç politikaya alet etmekle’ suçluyor.
YUNANİSTAN’LA KRİZ DERİNLEŞİYOR
Yunanistan Türk dış politikasında Ermenistan ile birlikte her zaman ‘potansiyel düşman’ olarak varlığını sürdürüyor. Bu devletlerin kendi dış politik hedeflerinden bağımsız olarak Türkiye zaman zaman bu devletlere yaklaşmakta, zaman zaman neredeyse savaşın eşiğine gelmekte. Türkiye’nin Yunistan ile arasındaki somut problemler ise varlığını sürdürüyor. Ege adalarının silahlandırılması, Kıbrıs sorunu, yasadışı göçmen krizi, karşılıklı silahlanma ve hava sahası ihlalleri gibi pek çok konu buna dahil. Fakat Erdoğan çıkışını 18 Mayıs tarihinde Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in ABD Kongresinde Türkiye’yi eleştirmesinden sonra yaptı. Erdoğan “Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Kendisiyle görüşme yapmayı asla da kabul etmiyorum” dedi. Miçotakis ise polemik çıkarmamak ve diplomatik görgüye uygun davranmak konusunda kararlı. Yunanistan hükumet kaynakları ise bu çıkışı “Erdoğan’ın 2023 seçimleri öncesi milliyetçilik kartını oynayacağının işareti” olarak yorumluyor.
SURİYE’YE SINIR ÖTESİ HAREKAT YAPILACAK
Özellikle 2016 sonrası süreçte Türkiye, başlattığı bir dizi sınır ötesi operasyonlar ile PKK ve türevi örgütlerin etkisini kırmayı hedefliyor. PKK’nın yurt içinde uzun bir süreden sonra giriştiği terör eylemleri ve gelen şehit haberleri kamuoyunda terör travmasını tekrar uyandırmaya başladı. 26 Mayıs tarihinde toplanan MGK sonrası Erdoğan yaptığı açıklama ile sınır ötesi harekatın başlayacağının sinyalini verdi. Seçim öncesi PDY/YPG’ye yönelik büyük çaplı bir askeri operasyonun sandığa etkisinin olacağı değerlendiriliyor. Ayrıca yurt içinde bölgesel OHAL ilanı da masada. Kamuoyunda sığınmacılara yönelik tepkiyi de hesaba katan Erdoğan yönetiminin, düzenlenecek askeri operasyon sonrası 1 milyon sığınmacıyı Suriye’ye taşımayı planladığı da iddia ediliyor.
Komuoyunda özellikle ekonomik krizden büyük rahatsızlık var. Bu durum anketlere de yansıyor. AKP’nin seçimi kazanması ise zor görünüyor. Bununla birlikte ‘dış düşman’ kartı Türk toplumunda uzun süredir karşılık buluyor. Erdoğan’a 2023 seçimlerini de kazandırabilecek mi? Bunu muhalefetin seçim stratejisi belirleyecek.
Yargıda ‘Hakyolcular’ krizi: Bekir Bozdağ hakim ve savcıların listesini sundu