Doların TL karşısında 17.20 seviyesine ulaşmasının ardından Türkiye’nin iflas riskini gösteren CDS notu 14 yılın zirvesine yükseldi. Erdoğan Hükumetinin bankalardaki paraların kullanımı dahil ciddi kısıtlamalar getireceği konuşuluyor. Reuters ise kur şokuyla ilgili, “Sermaye kontrolü gibi daha uç önlemlerden son dönemde daha çok endişe duyulmaya başlandı.” yorumu yaptı.
BOLD – TL dün dolar karşısında yüzde 2, nisan sonundan beri yüzde 13,6, yılbaşından beri yüzde 23,3 değer kaybetti. Bugün dolar/TL, Aralık 2021’deki kur krizinden beri ilk kez 17,20 seviyesine yükselerek güne başladı.
AKP KONTROLLÜ KUR POLİTAKASI
Uluslar arası haber ajansı Reuters’ın analizine göre ekonominin döviz ihtiyacı artarken, mevcut kur ve ekonomi politikaları her geçen gün daha çok sorgulanıyor. Bankacıların kamu kontrollü olarak tanımladıkları politikada TL’nin değer kaybı bir kez daha belirginleşiyor.
YİNE VATANDAŞIN PARALARINA GÖZ DİKİLDİ
Artan döviz ihtiyacının nasıl finanse edileceği sorusu piyasada her an canlı kalırken birçok bankacı hükümetin ilk olarak yurtdışından yakın ülkelerden döviz kaynağı, yurtiçinden ise lokallerin döviz/altın varlıklarını kamunun kur korumalı mevduat (KKM) ve benzeri adımlarına yönlendirmeyi teşvik edici adımlar bekliyor.
Erdoğan, pazartesi kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada fiyat istikrarını “işimize gelen seviyedeki bir döviz kuruyla cari fazla artırarak” sağlamayı planladığını belirtti ve “Bu iktidar faizi artırmayacaktır, tam aksine biz faizi düşürmeye devam edeceğiz” demişti.
“KUR KORUMALIDAKİLERE 30 MİLYAR LİRA EK FAİZ ÖDENECEK”
Üst düzey bir bankacı, “İlk risk yazın 2 ayda yoğunlaşan 30 milyar dolar karşılığı KKM ödemesi. ‘Bu dönüşler ne kadar döviz talebi yaratacak, yaratmaması için ek adım atılacak mı?’ sorusu önemli. Sonraki ve daha büyük risk ise ekim sonu gibi başlayacak önümüzdeki kış enerji ithalat bedelinin nasıl ödeneceği endişesi. Mevcut politikalara ek destekler veya yeni politikalarla kamuya yeni döviz kazandırılması gerekiyor. Önümüzdeki kış enerji faturası ödemesi sadece mevcut politikalarla çok çok zor.”
Bankacı yeni döviz kaynağı için ilişkilerin daha iyi olduğu yabancı ülkeleri de gösterdi.
RİSKLER ARTARKEN UÇ ÖNLEMLER ENDİŞESİ
Erdoğan’ın açıklamasının ardından piyasalarda faiz adımının tercih edilmeyeceği senaryoda döviz ihtiyacına kalıcı bir çözüm bulunacağına yönelik inanç da oldukça azaldı. Bu kapsamda hükümetin açıklamalarıyla, yaratacağı risklere rağmen geçen ay sonunda ihracı beklenen ama gerçekleşmeyen enflasyona endeksli tahvil veya süper bono benzeri bir adım da henüz atılmış değil.
EK SERMAYE KONTROLLERİ GELEBİLİR
Bu nedenle sermaye kontrolü gibi daha uç önlemlerden son dönemde daha çok endişe duyulmaya başlandı. Kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global, finans piyasalarının kötüleşmeye devam etmesi ve kur baskısı nedeniyle Türkiye’nin ek sermaye kontrolü getirmesine yönelik risklerin arttığını açıkladı.
Kulis: Kılıçdaroğlu ile Bahçeli arasında ‘erken seçim ve adaylık’ pazarlığı