Yaklaşan seçimler öncesi başta ekonomik kriz olmak üzere Türkiye’de yaşanan sorunları yapay krizlerle örtmeyi hedefleyen Erdoğan Rejimi’nin hedefinde Suriye var. Cumhur İttifakı’nın oylarının artması uğruna Mehmetçiğin canı Suriye’de tehlikeye atılacak.
BOLD ANALİZ – 2023 seçimleri öncekilerden farklı olacak. Sadece muhalefet değil hayatın gerçekleri de AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşısında. Başta ekonomik kriz olmak üzere göçmen krizi, AB sürecinin sekteye uğraması, yargı sistemine olan güvenin kaybolması, muhaliflere yönelik baskı gibi pek çok gerçek gündem Erdoğan’ı koltuğundan edebilir. Buna karşı yapay gündemlerle bu gerçekler geri plana atılmaya çalışılıyor. Cumhur İttifakı’nın hedefinde muhafazakar milliyetçi oylar var. Yani ittifak, baştan beri politik muhalif duruş sergileyen seçmenden ziyade yakın zamanda Türkiye’nin gerçek gündemlerinin etkisiyle kopmuş kitleyi geri döndürmeyi hedefliyor. Gündem pişiriliyor, saray medyası durmadan çalışıyor, Suriye, Ege, Kıbrıs yani Türk ordusunun müdâhil olabileceği “bekâ sorunları” ve iktidarın hamasi propaganda söylemleri ile bu kitleye yönelik mesajlar veriliyor
HAREKATIN ASIL SEBEBİNİ ZAMANLAMASI GÖSTERİYOR
Suriye’nin kuzeyinde kurulacak bir Kürt özerk bölgesinin Türkiye’nin ortadoğu politikasına belli başlı dezavantajları olacak. Örneğin Irak’tan başlayıp Türkiye üzerinden Akdenize ulaşan petrol boru hattı bu kurulacak Kürt yönetimi üzerinden geçirilebilir. Akdeniz’e doğru bir Kürt koridoru açılmış olacak. Türkiye’nin Arap coğrafyası ile bağlantısı kesilecek. Irak ve Suriye Kürtleri’nin devamında, Türkiye’deki Kürtlerin de federatif bir özerklik talebi oluşması bir milli güvenlik tehdidi olarak görülüyor. İran Kürdistan’ı için de aynı durum geçerli. Ayrıca bu süreç bölgede batı destekli bir ameliyat ve ulus inşası çalışması olarak değerlendiriliyor. Kürdistan’ın bölgede önemli bir konuma gelmesinin, Türkiye’nin jeopolitik konumunu sarsacağı düşünülüyor. IŞİD’le olan mücadelesi Suriye’nin kuzeyindeki Kürt örgütlere uluslararası alanda bir meşruiyet sağladı. Batı’daki pek çok devlet örneğin PYD’yi muhatap alıyor. Rusya da Astana sürecinde Suriye Kürtleri’ni bir taraf olarak tanıdı. Bunun devamının gelmesi Türkiye’yi endişelendiriyor. Ayrıca PKK gibi terör örgütleri ile aralarındaki ilişki de Türkiye açısından bir tehdit olarak algılanıyor.
Dış politika, devletlerin çoğunlukla liberal söylemlerde bulunduğu fakat her halükarda realist politikaların yürütüldüğü bir alan. Bu alanda devletler açısından önemli olan doğru tez ya da iddiaları savunuyor olmak değil, çıkarlarını uluslararası sisteme uygun formüle edip gerçekleştirebilmektir. Örneğin Rusya, 2008’den beri uluslararası sisteme uygun belli söylemler geliştirerek komşularına saldırıyor. Gerekli yerlerde (BM) sistemi felce uğratarak kendisine yönelik müdahaleleri de engelliyor. Burada dikkat edilmesi gereken Türkiye’nin tezlerinin haklılığı değil, eylemlerinin zamanlaması. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim sathı mahalline girdi, hedef kitlesini belirledi, milliyetçi oylara yönelik bu şekilde propagandasına da başladı.
ERDOĞAN MEHMETÇİĞİN HAYATI ÜZERİNDEN OY KAZANMAK İSTİYOR
Erdoğan’ın hedefi Tel Rıfat (sınıra 18 km uzaklıkta) ve Münbiç (sınıra 30 km uzaklıkta) istikametinde sınırdan 30 km içeri girmek. Bu bölgenin PYD’nin elinde olduğu biliniyor. Bununla birlikte bölgede son zamanlarda bir harekat başlatılmasını gerektirecek Türkiye’ye yönelik somut bir saldırı da gerçekleşmedi. Suriye’de durum oldukça karmaşık. Harekatta ne ile karşılaşılacağı belli değil. Hava sahası Rusya’nın kontrolünde. Rusya, meşru Şam yönetiminin daveti üzerine Suriye’de bulunuyor ve Esad’ın en büyük müttefiki. Türkiye’nin bu harekattaki tek müttefiki de Rusya, daha doğrusu harekata karşı çıkmamış tek devlet. Bununla birlikte 2 yıl önce savaş uçakları ile 34 Türk askerini şehit etti, özür de dilemedi.
Geçtiğimiz günlerde Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov Türkiye’yi ziyaret etti. Düzenlenen basın toplantısı ile eş zamanda Rus Devlet Televizyonu RT, Suriye Kürtleri’nin liderlerinden Mazlum Kobani ile röportaj gerçekleştirdi. Kobani, Türkiye’nin harekatına Şam yönetimi ile birlikte direneceklerini ifade etti. Devamında ise Suriye Devlet Başkanı Esad yine RT’ye konuştu ve yerel halk (Suriye Kürtleri’ni kastederek) direnişi beklediğini, devamında Türk ordusuna mümkün olduğunca birlikte karşı koyacaklarını söyledi. Suriye Hava Kuvvetleri 2019’da İdlib bölgesinde Türk askeri konvoyunu vurmuştu. Esad röportajında ayrıca buna işaret etti.
Erdoğan’ın Suriye’de sahnelenmesini planladığı harekattan beklentileri belli, bazı hedefleri ele geçirerek “muzaffer” bir başkomutan olmak; ülkedeki tüm asıl gündemleri geri planda tutmak; kopan kitleleri tekrar ittifaka bağlamak; “dış güçleri” suçlamak ve yenmek; gelecek olan şehit tabutlarına dayanıp siyaset yapmak. Beklenmeyen bir durum gerçekleştiğinde ise yayın yasağı getirilecek. Yine Türk dış politikası ve Mehmetçiğin canı Erdoğan’ın çıkarları uğruna, milliyetçi oyları almak için tehlikeye atılacak.