BOLD – Müvekkillerinin tutuksuz yargılanmasını isteyen gazetecilerin avukatı Resul Temur, kısıtlamayla birlikte dosyadaki deliller ve bu delillerin hukuka uygunluğunu inceleme imkânlarının olmadığını, bunun da suçlamaya karşı delil sunma, lehte delil toplanması talep hakkını ortadan kaldırdığını dile getirdi.
Evrensel gazetesinin haberine göre Temur, bunun Anayasanın 36’ncı maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6’ncı maddesinde düzenlenen ‘adil yargılama hakkına’ aykırı olduğunu kaydetti.
‘KÖTÜ NİYETLİ VE HUKUKİ AMAÇTAN BAĞIMSIZ BİR KARAR’
Temur, müvekkillerinin soruşturma savcısına ifade vermesinden 3-4 dakika sonra 6 sayfalık tutuklanma sevk talebini içeren evrakın hazırlanmasının, evrakın önceden hazırlandığını ve sadece ifadenin kopyalanıp eklenmesiyle işlem yapıldığını ortaya koyduğuna dikkat çekti.
Tutuklamaya gerekçe yapılan “basın yayın kuruluşu görünümü altında örgütün nihai hedeflerine ulaşmasına yönelik tespitin” suç soruşturması kapsamında yer almadığını, müvekkilleri açısından suçlamanın “özgülenmemiş” olduğunu dile getiren Temur, bunun suç ve cezanın şahsiliği ilkesini yerle bir eden kötü niyetli ve hukuki amaçtan bağımsız bir karar olduğunun altını çizdi.
‘BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE SALDIRIDIR’
AİHM ve Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay’ın haksız tutuklamalarda verdiği ihlal kararlarını dosyaya sunan Temur, müvekkillerinin basın faaliyetleri çerçevesinde soruşturulmasına karşılık şekli olarak “örgüt üyesi” iddiasıyla tutuklanmalarının soruşturmanın ve müvekkillerinin faaliyetlerinin manipüle edildiği sonucunu ortaya koyduğunu belirtti. Bu müdahalenin aynı zamanda basın özgürlüğüne yönelik olduğunu, bunun da Anayasa’nın 13’üncü ve AİHS’in 18’inci maddesi kapsamında ihlale yol açacağının açık olduğunun altını çizdi.