YASEMİN AYDIN-EL HASSAN-BOLD
Şubat 2023’te Türkiye ve Suriye’de meydana gelen şiddetli deprem ve sonuçları birçok çocuk için bir yük. Birçoğunun etkilenen bölgelerde akrabaları, arkadaşları ve aile üyeleri var.
Medyada yer alan haberler veya çevredeki konuşmaların da farkındalar- doğrudan şahit olmasalar bile yetişkinlerin kasvetli ve duygusal olarak zorlandıklarının farkındalar. Bundan dolayı, çocukların endişe ve ihtiyaçlarına uygun şekilde yanıt vermek, duygularını ciddiye almak ve sorularını yanıtlamak önemlidir. Bu metin, çocuklarla diyaloğa girmeye ve onları duygusal olarak desteklemeye yardımcı olmayı hedeflemektedir.
ÇOCUKLARA ‘HER ZAMAN YANINDAYIM’ DEYİN
1. Savaş ve doğal afetler gibi insani krizleri çocuklarla özel olarak ele almalı mıyım, almalıysam hangi yaştan itibaren?
Çocukların yaşlarına ve duygusal olarak ne ölçüde etkilendiklerine bağlı olarak farklı ihtiyaçları vardır. Bir çocuğun çok stresli olduğunu fark edersek, soruları, endişeleri ve düşünceleriyle her zaman bize başvurabileceklerini belirtmek özellikle önemlidir. Zor durumu açık bir soruyla ele alabiliriz, örneğin: Her zaman yanında olduğumu biliyorsun, şu anda seni rahatsız eden bir şey var mı?
Üç yaşın altındaki çocuklar yetişkinlerin ruh hallerini algılamakta çok başarılıdır. Ancak savaşlar ve doğal afetler için henüz açıklayıcı bir kavrama sahip değillerdir. Burada bir yetişkin olarak şeffaf olmak ve iletişim kurmak önemlidir: Şu anda üzgünüm ama bunun sizinle bir ilgisi yok. Bu yaşta, krizin somut olarak ele alınması gerekmez; ancak duygularımızı ele almak çocukların omuzlarındaki yükü hafifletebilir: Anne/baba/çocukla doğrudan bağı olan birey* böyle hissediyor, bunun çocuk olarak benimle bir ilgisi yok düşüncesi çocuğu rahatlatacaktır. Bu dönemde sağlıklı bağlar içinde bulunan çocuklar, zaten doğrudan bağlarının olduğu yetişkinlere güven duyar ve onların bu zorluklarla başa çıkmayı başardıklarına inanırlar.
ÜÇ YAŞINDAKİ ÇOCUKLARIN KORKULARI
Yaklaşık üç yaşından itibaren çocuklar, algılanan ruh halleri için kendi hayali açıklamalarını geliştirebilirler. Bu durum korkuları körükleyebilir. Bu nedenle, neler olduğunu kısa, net ve çocuk dostu bir şekilde açıklamak faydalı olabilir. Burada çocuğun, korkularının ve sorularının yanında olduğumuzu belirtmek önemlidir. İdeal olan, çocukların bize kendi istekleriyle yaklaşmalarıdır. Uygun çocuk kitapları bir köprü oluşturabilir.
YETİŞKİNLER GÜVENLİ DAYANAK NOKTASI OLMALI
2. Mevcut durumu konuşmak söz konusu olduğunda çocukların farklı bilgi düzeyleri ve ihtiyaçlarıyla nasıl başa çıkabilirim?
Çocuklar kendi aralarında bile bazen zor konular hakkında konuşurlar. Çok şey bilenler bilgilerini aktarır, bu da uygun rehberlik olmadan korkuları körükleyebilir. Her çocuk bilgi ve bunun sonucunda ortaya çıkan duygularla kendi yöntemiyle başa çıkar – bazıları kendilerini konudan soyutlar, diğerleri bilgilerini yüksek sesle paylaşır. Çocukların bu paylaşım sürecinde yalnız bırakılmaması önemlidir. Güvence ve açıklık sağlayan yetişkinler güvenli bir dayanak noktası olabilir. Dolayısıyla, krizin grup içinde bir konu olduğunu fark ettiğimizde, bunu çocuk dostu bir şekilde kesinlikle ele almalıyız.
ÇÖZÜM ODAKLI BAKIŞ AÇISI
Burada en önemli şey, bir irtibat kişisi olarak hazır olduğumuzu belirtmektir. Çocuk kitaplarıyla çalışmanın yanı sıra, örneğin ağır bir konuyu “hafif bir karşı ağırlık” ile ele almak da faydalı olabilir: Eğer grupta savaş konusu işleniyorsa, barış konusu ele alınabilir. Doğal afetlerle ilgili olarak şu sorular sorulabilir: Krizden etkilenen insanların şu anda neye ihtiyacı var, karşılıklı yardımlaşma nasıl işler, biz de nasıl yardım edebiliriz? Çözüm odaklı bir bakış açısı, yükün çocukların omuzlarından alınmasına yardımcı olur.
Grubumuzda çok fazla konuşmaya ihtiyaç duyan çocuklar olduğunu fark edersek, kurumda (örneğin okul, anaokulu) merkezi bir irtibat kişisi atamanın mümkün olup olmadığını düşünebiliriz. Bu kişi, örneğin küçük bir grup formatında, konuyla özellikle ilgilenen çocuklara uygun ve güvenli bir şekilde eşlik edebilir.
ÇOCUĞUN DUYGULARINI CİDDİYE ALIN
3. Mevcut durumla ilgili olarak çocuklar arasında gelişen çatışmalara nasıl tepki vermeliyim?
Grubumuzda çocuklar krize üzgün bir şekilde tepki veriyorsa ve belki de farklı bakış açıları nedeniyle çatışıyorsa, çocukların söylediklerinin arkasına bakmaya çalışmalıyız. Çocuğu duygularında ciddiye almalı ve görüldüğü hissini iletmeliyiz: Krizden çok etkilendiğini görebiliyorum, bu gerçekten çok üzücü bir konu.
Bu tür çatışmalara eşlik ederken, önyargı-bilinçli eğitim alanıyla bağlantılar vardır. Sözde basit iyi ve kötü kategorilerine ayırmaya mümkün olduğunca karşı çıkılmalıdır. Farklı görüşlerin var olduğunu ve bunun normal olduğunu vurgulamak önemlidir.
MEDYADAKİ FARKLI BAKIŞ AÇILARINA KARŞI ÇOCUKLAR
Özellikle üçüncü sınıftan itibaren daha büyük çocuklarda medya eğitimi bununla ilişkilendirilebilir: Medya ve orada gösterilen farklı bakış açılarıyla nasıl başa çıkabiliriz? Daha küçük çocuklarla çözüm odaklı sorular sormak yardımcı olabilir: Konunun sizi üzdüğünü görebiliyorum. Depremin gerçekleşmiş olması konusunda şu anda bir şey yapamayız, ancak depremden etkilenen insanlara nasıl yardım edebileceğimizi düşünebiliriz.
Sınıf içinde karşıt gruplar oluştururken, takım kurma yöntemleri ortak noktaları harekete geçirecek şekilde vurgulanmalıdır. Örneğin burada krizin kendisinden ziyade ihtiyaç duyulan desteğe odaklanabiliriz. Ve karşıt gruplar, daha iyi nasıl destek sağlanabilir konusunda yarışırlar.
ÇOCUKLARI RAHATLATICI AKTİVİTELER YAPILMALI
4. İnsani krizlere ilişkin korkulara nasıl yanıt verebilirim?
Çocukların duygularını ciddiye almak önemlidir. Örneğin yenilenen doğal afetler gibi korkular önemli koruyucu duygulardır. Çocuğa bu duygunun var olmasının normal olduğu sinyalini vermeliyiz. Aynı zamanda şunu da ifade etmek oldukça önemlidir: Yalnız değilsin, ben senin için buradayım, birisi seni kolluyor. Güven duymak, çocuğun duygusal gelişiminde önemli bir güç ve koruma faktörüdür.
Kendimiz de korkularımızla şimdi ve burada kalmaya dikkat etmeliyiz: Bilinçli medya tüketimi, şu anda güvende olduğumuzu fark etmemize yardımcı olabilir, böylece bunu çocuğa da gösterebiliriz.
Dolayısıyla çocuklara duygularını göstermeleri ve duyarlı olmaları için fırsat vermek önemlidir. Aynı zamanda, basit egzersizlerle bir denge oluşturabilir ve odağı hafif, güçlendirici duygulara yönlendirebiliriz: Bugün ne için minnettarız? Bugün özellikle güzel olan neydi? Özellikle zor dönemlerde, bu olumlu deneyimleri vurgulamak ve olumlu anıları pekiştirmek önemlidir.
Çocuklara duygularını yönlendirebileceklerini ve etkileyebileceklerini öğretebilir, bunu deneyimlemelerini sağlayabiliriz. Bu amaçla nefes egzersizleri veya rahatlama hikayeleri gibi birçok yöntem kullanılabilir.
Örnek rahatlatıcı aktiviteler:
https://alderhey.nhs.uk/application/files/9815/8515/7280/Mindfulness_activities_for_kids.pdf