TANER DEMİR I BOLD ANALİZ
16 Nisan 2017 referandumuyla getirilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmet modeli Türkiye’yi 1990’ların bile gerisine götürdü. Siyasette koalisyon araşıyı yüzünden küçük partiler bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı için pazarlık yapıyor.
BAHÇELİ’NİN YANINA YENİ ORTAKLAR GELDİ
Türk tipi başkanlık sisteminin hayata geçtiği 2018 seçimlerinden bu seneye kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli koalisyonuyla ülke yönetiliyordu. Dışarıdan ise Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek ve BBP lideri Mustafa Destici destek veriyordu. Karşılığında ise bürokraside partililere kadro açılıyordu. Genel müdürlük, daire başkanlığı yanı sıra ihaleler de koalisyon ortaklarına aktarılıyordu.
YENİDEN REFAH VE HÜDA-PAR KOALİSYONDA
2023 seçimleriyle Erdoğan koalisyonu genişletmek zorunda kaldı. Yeniden Refah Partisi ve Hizbullah terör örgütüne yakınlığıyla bilinen HÜDA-PAR, Erdoğan’ı destekleme karşılığında Türkiye Büyük Millet Meclis’ine girdi. Fatih Erbakan ve 4 arkadaşı milletvekili oldu. Erdoğan koalisyonunun tartışmalı ismi HÜDA Par ise genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile birlikte 4 vekil koltuğu kaptı.
ALTILI MASA’DAKİ KÜÇÜK PARTİLER
Koalisyon mecburiyeti Millet İttifakı’nı da küçük partilere mecbur bıraktı. Toplamda yüzde 2 oyu bulunmadığı ortaya çıkan DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Parti CHP listelerinden seçime girerek Meclis’e girmeyi garantiledi. CHP listeleriyle Saadet Partisi’nden 9, DEVA Partisi’nden 14, Gelecek Parti’den 9, Demokrat Parti’den ise 3 ismi TBMM’ye girdi.
OĞAN VE ÖZDAĞ ARASINDA MEKİK DOKUYORLAR
Erdoğan’ın karşı çıktığı Parlamenter sistemde hiç değilse koalisyonlar tercihe bağlıydı, sistem zorunlu kılmıyordu, Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yüzde 50+1’i şart koştuğu ve hiçbir parti bu çoğunluğu elde edemediği için koalisyon ve ittifaklar zorunlu hale geldi. 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığını kazanamayan Erdoğan ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, 2 milyon 800 bin oyu kendi tarafına çekmek için çırpınıyor. Bu yüzden ilk turda elenen Sinan Oğan ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı ikna etmek için pazarlıklar yürütüyor.
1990’larda yapılan milletvekilliği pazarlıklarını ‘at pazarlığı’ olarak tarif eden Erdoğan, şimdi Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve bakanlık koltuğu karşılığında Sinan Oğan’ı kendi tarafına çekmeye çalışıyor.
28 Mayıs öncesi hiç olmadığı kadar küçük partilere rağbet artınca, Oğan ve Özdağ ellerinde tespihlerle kahkalar atarak poz verebiliyor. Türkiye’nin sorunlarını düşünmek mi? Ona sıra daha gelmedi. Gelecek gibi de durmuyor…