ERSOY ÇELİK BOLD ANALİZ
Yaşanan bütün diğer skandallara, hukuksuzluklara, İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcısı İsmail Uçar’ın yargıdaki çürüme itiraflarına ve hatta İsrail – Hamas savaşı ile Gazze’de devam eden katliama rağmen, Türkiye’nin aylardır değişmeyen bir gündemi var: Dilan Polat ve Engin Polat çifti. Birkaç yıl öncesine kadar gecekondu yaşayan ve diğer benzerleri gibi sıradan bir sosyal medya fenomeni olan Polat çifti, bir anda çok lüks milyonlarca liralık arabalar, özel uçaklar, villalar ve yatlarla, şatafatlı hayatlarını sergiledikleri videolar yayınlamaya başladılar. Herkes bu paranın kaynağını merak etti haliyle. “Nereden buldular bu kadar parayı?” sorusu dillerden düşmedi. Türkiye’de özellikle son 10 yılda, bir anda multimilyoner olan bir tek Polat çifti değil elbette. Ama Reza Zarrab’tan sonra, “paralarını” onlar kadar milletin gözünün içine sokan da olmadı.
TÜRKİYE UYUŞTURUCU VE KAPA PARA CEHENNEMİ HALİNE GELDİ
Aslında insanlar paralarının kaynağından çok, nasıl bu kadar arsız ve pervasız davranabildiklerini merak ediyordu. Zira para kaynağı belirsiz zenginler, artık Türkiye’nin “normali” haline geldi. Erdoğan ve AKP hükümeti, özellikle demokrasi ve hukuku ayaklar altına aldığı 2011 sonrasından itibaren, cari açığın ve dolayısıyla döviz ihtiyacının artması nedeniyle, “Varlık Barışı” adı altında mutat yasalar çıkararak kayıt dışı paranın önünü açtı. Yurt dışından para getirene kaynağı sorulmuyor, vergi de alınmıyor. Söz konusu yasalar, Türkiye’yi uyuşturucu, kumar ve bahis çetelerinin cirit attığı bir suç cehennemine çevirdi. Merkez Bankası’nın verilerine göre, Ocak-Temmuz 2021 döneminde 10 milyar 208 milyon dolar olan kaynağı belirsiz para girişi, Ocak-Temmuz 2022 döneminde 24 milyar 247 milyon dolara ulaştı. Türkiye’de 1984-2001 yılları arasında 1 milyar 778 milyon dolar olan kaynağı belirsiz para, AKP döneminde 76 milyar 719 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
Makyajı dökülen Polat çifti ile fenomenlerin yöntemlerinin içyüzünü Bold Medya araştırdı.
TAMAMINI İZLE⤵️
— BOLD (@BOLDmedya) October 31, 2023
POLAT ÇİFTİNİN EN AZ 500 MİLYON LİRASI VAR
Türkiye’de “Varlık Barışı” adıyla yutturulan ve yasal ticaret yerine, başta uyuşturucu olmak özeren suç içeren gayrimeşru yolları kullanarak zengin olan bir çok isim ortaya çıktı. Reza Zarrab, Sezgin Baran Korkmaz, Naci Şerifi Zindaşti, Ayhan Bora Kaplan ve Galip Öztürk gibi isimler, onlardan sadece birkaçı. Bunlar kadar olmasa da, MASAK’ın tespitleriyle, son birkaç yılda 500 milyon liradan fazla mal varlığı edinen Dilan Polat – Engin Polat çifti de bu isimlerin arasında yer alıyor. Sırtlarını devlete ve bahşişe bağladıkları bürokratlara, savcılara, hakimlere ve polislere dayayan çetelerin en baştaki hamisi Erdoğan ve sonrasında ise Süleyman Soylu oldu bu dönemde. Özellikle Soylu’nun birlikte fotoğraf vermediği hemen hemen hiçbir suç örgütü lideri kalmadı. Sedat Peker’e ve Sezgin Baran Korkmaz’a, kendilerine yönelik operasyon yapılacağını söyleyip yurt dışına kaçmalarını söyleyen “devlet büyüğü” bizzat Süleyman Soylu idi. Elbette Erdoğan’ın bilgisi ve talimatları dahilinde.
SÜLEYMAN SOYLU, DİLAN POLAT’IN RİCASINI 3 SAATTE ÇÖZDÜ
Fakat gün oldu, devran döndü; devranla birlikte ibre de tersine döndü. Süleyman Soylu, ses tellerini yırtılırcasına cazgırlığını yaptığı Erdoğan tarafından tefe kondu, deliğe süpürüldü. Akabinde de emniyet, mülkiye ve mafyadaki adamları tasfiye edildi. Nihayetinde Dilan Polat ve eşi Engin Polat’a yönelik operasyon da gelip Süleyman Soylu’nun kapısına dayandı. Polat çiftinin “kara para aklama” suçlamasıyla gözaltına alındığı 1 Kasım Çarşamba gününden bir hafta önce, 24 Ekim’de, Dilan Polat’ın Süleyman Soylu ile iligli konuşmalarının yer aldığı bir videosu, sosyal medyaya düştü. Videoda Soylu’yu aradığını ve işinin 3 saat içinde çözüldüğünü söyleyen Polat, “Allah başımızdan eksik etmesin öyle bir güzel ilgilenildi ki” diyor. Soylu’ya övgüler dizen Polat ayrıca, “Her şey için bakana yazamam. Bayramdan bayrama, kandilden kandile ilk kez o zaman hakkımı kullanıp o zaman istemiştim” ifadelerini kullanıyor.
SADECE LİSTEDE REVİZYON OLDU
Erdoğan’ın özellikte 15 Temmuz tiyatrosundan kurduğu hukuk tanımaz otokrat rejimin nimetlerinden faydalanan Dilan Polat ve Engin Polat çifti, artık istediklerinde ulaşabildikleri bir içişleri bakanı da olmayınca, yakayı polise ve savcıya kaptırdı. Buradan bir “yeni dönem güzellemesi” yaptığım zannedilmesin; sadece istediğinde Erdoğan’a ve bakana ulaşabilenler listesinde bir revizyon oldu, o kadar. Tezgah aynen devam ediyor. MASAK, Polat çiftinin şirketlerine ve mal varlığında inceleme yaptı, soruşturma başlatıldı. Önce mal varlıklarına el konuldu. Soruşturmada Dilan Polat ve Engin Polat çiftinin ilişki ağının Gürcistan’a uzandığı ortaya çıktı.
Dilan-Engin Polat çiftine ait 14 araç, Vatan Emniyet otoparkına çekildi. pic.twitter.com/i2swPE4xdK
— BOLD (@BOLDmedya) November 2, 2023
KARA PARANIN DİĞER UCUNDA REİSÇİ GALİP ÖZTÜRK VAR
Cumhuriyet Gazetesi’nden Murat Ağırel’in gündeme getirdiği iddiaya göre Polat çiftinin şirketlerinde bahis çetelerinin paraları aklanıyordu. Engin Polat’la ilişkisi olduğu belirtilen ve İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan Derkan Başer’in yasadışı bahis patronu Veysel Şahin’in sağ kolu olduğu iddia ediliyor. Türkiye’de cinayet işlemek suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmasının ardından yurtdışına firar eden Galip Öztürk ile de ilişkisi olan Derkan Başer’in ‘patronu’ Veysel Şahin’in yaklaşık 5 milyar euroluk yasa dışı bahis ağını yönettiği belirtiliyor. İşte Polat çifti, Veysel Şahin, Dündar Başer ve Galip Öztürk üçgeninin kara parasını aklamakla suçlanıyor. Türkiye’de cinayete azmettirmekten aranan ve Gürcistan’da uyuşturucu ticareti suçlamasıyla hapiste bulunan Galip Öztürk’ün fanatik reisçiliği de malum. MASAK ön raporunda, 2021 yılında Çekmeköy’deki villasını 9 milyona alırken bütün servetini eve bağlayan Engin Polat’ın 2 yıl içinde rakam 500 milyon liralık servet edindiği belirtiliyor.
SÜLEYMAN SOYLU, DİLAN POLAT’IN MAĞDURİYETİNİ GİDERMİŞ
Süleyman Soylu, Dilan Polat ve Engin Polat’la ilişkisine dair, Murat Ağırel’e açıklama yaptı, yine bildik gerekçeye, yani “mağduriyet giderme” bahanesine sığındı. Soylu’nun iddiasına göre, bakanlığı döneminde sosyal medyada annesine küfür edildiği bir esnada, Dilan Polat, Soylu’yu arıyor, kendisine de aynı şekilde sosyal medyada küfür edildiğini söylüyor ve failin bulunmasını istiyor. Soylu da bu masum ricayı kıramıyor, Siber Daire Başkanlığı’na talebi iletiyor, olay kısa sürede çözülüyor. Soylu’nun Polat’la ilişkisi bundan ibaretmiş. Sosyal medyada küfür ve linç trolleri ordusu kuran Soylu, tamamen insani gerekçelerle yardım etmiş Dilan Polat’a. İyi de, sosyal medyada her küfür yiyen istediği zaman içişleri bakanına ulaşıp yardım isteyebiliyor mu? Ricası anında yerine getirilebiliyor mu? Dilan Polat, bayramdan bayrama mesajlaştığını belirttiği Soylu’da “ricada bulunma hakkı” olduğunu belirtiyor. Polat bu hakkı kendisinde nereden buluyor?
SOYLU BU HAYDUT DÜZENİN SADECE BİR PİYONU YAHUT KALESİYDİ
Kuvvetle muhtemel Reza Zarrab, Muammer Güler’den ricada bulunma hakkını ve “senin önüne yatarım” şeklinde Güler’in dile getirdiği “itibarını” nereden bulduysa, Dilan Polat da oradan buldu. Ali Yerlikaya’nın içişleri bakanlığına atanmasıyla, pandoranın kutusundan çıkarsasına pislikleri ortaya saçılan suç örgütleri, Soylu’nun himayesinde, onun döneminde palazlandı, devletin kılcallarına yerleşti. Soylu da bakanlıktan ayrılmış olsa da yine sektirmedi, yine bir suç örgütünün fotoğraf karesine girmeyi başardı. Eee, boşuna “suçişleri bakanı” unvanı verilmedi kendisine. Lâkin hatırdan çıkarmayalım ki, Soylu bu haydut düzenin belki bir bir piyonuydu, belki kalesi, belki de fili. “Kara kutu” namlı vezirin ve Şahın kim olduğu, herkesin malumu.
Şah şimdi kalesini yeniledi, eski kalesini tepeliyor. Oysa ki Soylu örselendikçe, asıl Şah’ın foyası meydan çıkıyor. Dilan Polat ve Engin Polat’ın kimlerin kara parasını akladığı, Zarrab misali kimlere komisyon dağıttığı ortaya çıktıkça, tahtadaki diğer piyonların kimler olduğunu da zamanla anlarız.