BOLD – İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın, Kartal Anadolu Adliyesi’nde yaşanan rüşvet ve usulsüzlük iddialarını bir mektupla Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) bildirmesinin ardından “sansür yasası” kapsamında ceza verilenler arasına ceza avukatı ve Bağımsız Avukatlar Platformu üyesi Avukat Eyyup Akıncı da katıldı.
BirGün yazarı Timur Soykan’ın yazısıyla iddiaların gündeme gelmesinin ardından önce mektupla ilgili yapılan haber ve yorumlarla ilgili büyük bir hızla sansür kararları alındı. Ardından gazeteci Tolga Şardan, “MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın re’sen başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alınıp tutuklandı, sonrasında serbest bırakıldı.
Son olarak ‘sansür yasası’’ kapsamında başlatılan soruşturmalara bir yenisi daha eklendi. Ceza avukatı ve Bağımsız Avukatlar Platformu üyesi Avukat Eyyup Akıncı, sosyal medya hesabı üzerinden rüşvet iddialarını gündeme getirdi. Ardından Akıncı hakkında ev hapsi cezası verildi.
RÜŞVETİN BELGESİ OLMAZ
Gerçek Gündem’e konuşan Akıncı, yaşadığı süreci anlattı. Adliyedeki rüşvet iddialarına ilişkin yaptığı paylaşım nedeni ile gözaltına alınan Akıncı, 17 Ekim’den beri ev hapsinde tutuluyor. Küçükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliği’nde başlatılan soruşturma sürecini anlatan Akıncı, İsmail Uçar’ın verdiği dilekçeyi hatırlattı. Akıncı, “Rüşvetin belgesi olmaz. İki kişi arasında olan bir şeydir. Bu ifşa edilirse, rüşvet veren de alanla cezalandırılır’’ dedi. Akıncı, “İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, bir açıklama yaptı. Daha doğrusu HSK’ya gönderdiği dilekçe bir şekilde basına sızdırıldı. Orada adliyenin Başsavcısı olmasına rağmen, adliyesindeki rüşvet veya aracılık işlerinin artık raydan çıktığını, kontrol edilemez hale geldiğini ve alenen suç işlenmeye başlandığını ileri sürdü. Şöyle bir durum var: Rüşvetin belgesi olmaz. İki kişi arasında olan bir şeydir. Bu ifşa edilirse rüşvet veren de alanla cezalandırılır. Dolayısıyla kimse kendisine yönelik bir soruşturmada tanık olmaz” diye konuştu.
Kendisine ulaşan rüşvet iddialarını sosyal medya hesabından paylaşan Akıncı’nın hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Yakalama kararına itiraz ettiklerini belirten Akıncı, “Savcının oradaki hal tavır davranışları bile birtakım şeyleri gösteriyordu” dedi ve bu süreci şöyle anlattı: “Tam bu süreçler yaşanırken bana gelen başvurulardan, müvekkillerimden, meslektaşlarımdan son bir yıldır duyduğum rüşvet iddiaları ile ilgili bir tweet metni yazdım. Paylaşımlarıma Adalet Bakanlığı’nı etiketledim. Bana gelen isimleri ve müvekkillerimin adını veremeyeceğimi de söyledim. Paylaşımdan hemen sonra bir soruşturma başlatıldı. Ertesi gün bir basın açıklaması yayınladı Küçükçekmece Adalet Sarayı ve bütün davalarımın incelenmeye başladığını öğrendim. Kendileri için uygun gördükleri iki dava dosyamı ifşa da ettiler. Dosyalar üzerinden beni tehdit edecekleri ve benimle uğraşacakları kanaatine vardım. Soruşturma dosyasına beni şüpheli olarak eklediler ve hakkımda yakalama kararı çıkardılar. Ama tanık olarak çağırıldım. Aynı dosyaya şüpheli olarak da eklemişler. Üç polis göndermişlerdi. Polisler, ‘Avukat Bey, hiçbir şey bilmiyoruz. Sadece sizi götürmemiz gerektiği söylendi’ dediler. ‘Tanıkları adliye götüremezsiniz. Hangi soruşturmayla ilgili geldiniz?’ diye sordum. Tanık olup olmadığımı bana söyleyemeyeceklerini söylediler. Adliyeye gittik. Önceye yakalama kararına itiraz ettik. İtirazımızı değerlendirmediler. Tabii savcının oradaki hal ve tavır davranışları bile birtakım şeyleri gösteriyordu. Çok agresif, aşırı saldırgandı. Bağırdı çağırdı. ‘Ben bu adliyenin patronuyum’ dedi. Yani böyle bir savcı gördük karşımızda. İfademde müvekillerim hakkında onların izin ve bilgilerini almadan, onayını olmadan konuşamayacağımı özellikle belirttim. Ben savcının durumunu bilmiyorum. Savcı bu işin ona verilmesinden dolayı muzdarip ve öfkeli olabilirdi. Veya bu iddialar nedeniyle bize çok öfkeliydi ve ceza vermek istiyordu. Bu ikisinden hangisi ise artık onu biz bilemeyiz. Bir şey diyemiyoruz neticede.’’
BİR AVUKATIN EV HAPSİNE ALINMASI ABSÜRT BİR DURUM
Yakalama kararının ardından gözaltında ifadesi alınan Akıncı, ev hapsine alındı. “Delilleri karartacak olan bir kişi ev hapsine alınabilir, tutuklanabilir ama sürekli adliyelerde olmaktan başka bir işi olmayan bir avukatın ev hapsine alınması çok absürt bir durum” diyen Akıncı, bu kararın 24 saat geçmeden uygulandığını vurguladı: “Haftanın 5 günü ve neredeyse mesai saatlerinin büyük bir kısmını adliyelerde geçiren bir avukata ev hapsi veriliyor. Ben adliye gitmek istiyorum, onlar beni eve tıkmak istiyorlar. Böyle absürt bir durum yaşatılıyor. Hali hazırda kaçmak isteyen bir kişi ev hapsine alınabilir. Delilleri karartacak olan bir kişi tutuklanabilir ama sürekli adliyelerde olmaktan başka bir işi olmayan bir avukatın ev hapsine alınması çok absürt bir durum, çok kanunsuz bir durum. Bariz bir şekilde kanunsuz bir işlem olduğunu olduğunun göstergesi. 11 gündür ev hapsindeyim. 15 Kasım’da ev hapsi kararı verildi. 17’si itibariyle uygulanmaya başlandı.”
Ceza avukatı olduğunu hatırlatan Akıncı, ev hapsi kararının uygulanmasının çoğu zaman iki ayı bulduğunu söylüyor: “Ben ceza avukatlığı yapıyorum. Çokça yoğun soruşturma ve ceza davaları takip ediyorum. Daha önceleri birçok müvekkilim ev hapsine alındı. Yakın zamanlarda da oldu. Genelde ev hapsine alınılması tahminen iki ayda da olabiliyor, bir ayda da olabiliyor, üç aya da sarkabiliyor. Hatta bir yıl boyunca ev hapsinin uygulanmadığı bir müvekkilim olmuştu. Cihazları müsait olamıyor. Her halükarda ortalama bir buçuk ay gibi bir sürede bu uygulanıyor. Ama bize henüz 24 saat geçmeden uygulandı. Daha tebligat da yapılmadı. ‘Ne oldu da 24 saat geçmeden hemen ofisime geliyorsunuz ve ev hapsini uygulamak istiyorsunuz?’ diye sordum. Memurlar, ‘Avukat bey, bize talimat böyle verildi, haklısınız’ dediler.”
Akıncı’nın daha ne kadar süre ev hapsinde tutulacağı ise belirsiz. Akıncı, yargıdaki rüşvet iddialarını gündeme getiren avukatların, gazetecilerin soruşturulduğu ancak iddiaların ve şaibelerin dikkate alınmadığını belirtti. “Amaç iddiaları araştırmak değil. Amaç bağcıyı dövmek’’ diyen Akıncı, kendisinin de tutuklanmaya çalışıldığını anlattı: “Biz, kral çıplaktır dediğimiz için bu muameleyi görüyoruz. Peki aynı iddiaları dile getiren İsmail Uçar, Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı, ona bir şey yapılıyor mu? O da aynı iddiaları söylüyor. Peki ona ne oldu? Biz avukat olmamız hasebiyle artık ne amaçladılar ne yapmaya çalıştılar bilmiyoruz. Düşünün birilerine diyorsunuz ki, ‘Evet, bizim böyle rüşvet iddialarımız var’ ve hemen sizin tutuklatıyorlar. Yapılması gereken rüşvet iddialarının araştırılması. Aslında bir an önce beni tutuklatmaktı amaçları, ancak biz kalabalık bir avukat grubuyla gidip adliyede de ‘Avukatı değil, rüşveti sorgula’ sloganları attık. Biz avukatlar olarak temiz ve rüşvetsiz yargı istiyoruz.”