SELÇUK ADIGÜZEL I BOLD ANALİZ
Gazeteci Erdal Sağlam, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in oda ve borsa başkanlarına “2024 yılında kimse bana bir şey istemek için gelmesin, para yok” dediğini yazdı. Mehmet Şimşek tabloyu çok iyi görmüş ve malumun ilamı mahiyetinde bir açıklama yapmış. Çünkü Hazine ve Maliye Bakanlığının bütçe gerçekleşme rakamları da aynı şeyi söylüyor.
Yeni açıklanan 2024 yılı şubat ayı bütçe performansı negatif sinyaller vermeye devam ediyor. 2024 Şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre bütçe gelirleri yaklaşık 2,5 kat artmasına rağmen, ilk iki ayın bütçe açığı geçen yılla kıyaslandığında bütçe açığının yüzde 50 arttığını görüyoruz. Bütçe gelirlerinin artışı sizi sevindirmesin, çünkü artış büyüme kaynaklı değil. Artışın kaynağı vatandaşın sırtına binen KDV ve ÖTV kaynaklı görünüyor. Ayrıca TCMB kârının gelir yazılması da imdada yetişmiş görünüyor.
ZAMLAR KAPIDA TABLO VAHİM
Peki Mehmet Şimşek’in para yok açıklamasını bütçe sonuçlarıyla beraber değerlendirdiğimizde 1 Nisan’dan sonra vatandaşımızı nasıl bir tablo bekliyor? Analistler 2024 yılında kamu sektör ve özel sektör tarafından 270 milyar dolara yakın dış ödeme yapılacağını söylüyor. Bu durum dış finansman imkanlarını etkileyeceğinden, seçim sonrası elektrik, doğalgaz zamlarıyla beraber yeni vergi artışlarını konuşuyor olacağız.
Mali yönetim bakımından çok istisnai bir uygulama olan ‘’Ek Bütçe’’ uygulaması olağan hale gelecek gibi görünüyor. 2022 ve 2023 yılında ek bütçe yaparak yeni vergi toplamanın altyapısını yapan rejim, 2024 yılında ek bütçe uygulamasına başvuracak gibi.
ELEKTRİK VE DOĞALGAZA GÖRÜLMEMİŞ ZAM
Elektrik ve doğalgaz fiyatları seçim kaynaklı popülist yaklaşımlardan dolayı baskılanıyor. Elektriğin 1 Megavat Saat’i spot piyasada 2300 TL’ye ulaşmış durumda. Ancak seçim öncesi baskılaması nedeniyle meskenlere veriliş fiyatı ise 480 TL. Bu çok sürdürülebilir değil ve en sonunda vatandaşlarımız fahiş elektrik zammıyla buluşacak. Doğalgaz fiyatları içinde durum aynı. Meskenlere, ithal edilen fiyatın üçte biri fiyatına doğalgaz veriliyor ve seçim sonrası yüksek doğalgaz zamları bekleniyor.
VATANDAŞ YENİ VERGİLERLE TANIŞACAK
Bütçedeki olumsuz tablo vergi artışlarını veya yeni vergi türlerinin konulmasını zorunlu kılacak. Maliye Bakanlığının yeni vergilere yönelik bazı çalışmalar yürüttüğü duyumlar arasında. Bu kapsamda gayrimenkul satışlarının ekspertiz değeri üzerinden vergilenmesi, ikinci konutun ekstra vergilendirilmesi, borsa ve faiz üzerindeki vergi yükünün artırılması, kripto paranın vergilendirilmesi konuşulan senaryolar arasında. Başta idari para cezaları olmak üzere, para cezalarında artışa gidilmesi hiç şaşırtıcı olmayacak.
Aslında harcamalarda tasarruf yaparak yeni kaynakların bulunması mümkün ama devlet yöneticilerinin şa’şaalı harcama alışkanlığından ödün vermemesi bunu imkansız kılıyor. 2021 yılında Recep Tayyip Erdoğan tarafından, 2023 yılında Mehmet Şimşek tarafından tasarruf genelgesi yayınlandı. Buna rağmen kamuoyu, şu kadar milyar TL tasarruf yapıldı gibi bir hesaplamayı veya açıklamayı henüz görebilmiş değil.
BAŞTA EMEKLİLER VE ÜCRETLİ KESİM MAĞDUR
Bütçedeki olumsuz tabloda harcama kaynaklı sebepler başta geliyor. Özellikle bütçeden SGK’ya yapılan yardımlar dengeyi altüst ediyor. Bu yardımlar tedavi, ilaç ve emekli maaşı ödemeleri için yapılıyor. Tedavi ve ilaç ödemelerinde kesinti yapılamadığı için emekli maaşları kurban seçiliyor. Buda emekli maaşlarına zam yapılmamasının sebebi oluyor. AKP rejiminin emekli maaşlarını erittiği yadsınamaz bir gerçek. Örneğin 2003 yılında en düşük işçi emeklisi maaşı asgari ücretin yaklaşık 1,5 katı iken, 2024 yılında asgari ücretin yaklaşık yarısı seviyesine düşmüş durumda. Devlet ricalinin lüks alışkanlığından vazgeçmemesi, emekliyi 10 Bin liralık maaşa mahkum ediyor.
ENFLASYONUN DÜŞMESİ HAYAL
TCMB’nin 2024 yıllık enflasyon hedefi yüzde 36 olarak belirlendi. Tabi ki seçim sonrası zam furyasıyla TCMB’nin bu rakamı revize edeceği gün gibi ortada. Zaten Reuters ekonomistleri yaptıkları analizde 2024 enflasyonunun %40 ın altında olamayacağını şimdiden ilan ettiler. Zaten rejimin ekonomik hedefleri tutturma performansı rekorlara konu olacak kadar perişan vaziyette. TEPAV’dan Prof. Hakkı Hakan Yılmaz yaptığı araştırmada çarpıcı rakamlar ortaya koydu. Son 5 yılın incelenmesi sonucunda; TÜFE hedefinde %643, Dolar hedefinde yüzde 97 sapma yaşandığı tespit edildi. Bu durum içeride ve dışarıda ekonomi yönetiminin ciddiyetinin sorgulanmasına neden oluyor.
EMRİNDEYİZ REİS BÜROKRASİSİYLE BU İŞ ÇÖZÜLMEZ
İktidara destek veren vatandaşlarımız büyük bir algının kurbanı oluyor. Rejimin başındaki kişinin sahip olduğu yönetim becerisi(!) ile her hâlükârda ülkeyi bu krizden çıkarabileceğine inanıyorlar. Oysa Türkiye’de şahıs becerilerinden ziyade sistemsel aksaklıklar bizi bu noktaya getirdi. Ekonomi birimlerinin bağımsızlığının zedelenmesi, hukuk ve demokrasiden kopuş, ‘’Emrindeyiz Reis! Bürokrasisi’’ bunun temel sebepleri. Kısa vadede bir çözüm görünmemekle birlikte, ivedilikle yapısal çözümlerin bulunarak kriz yönetimine geçilmesi gerekiyor. Zamanında dünya piyasalarındaki ucuz kredi bolluğu iktidarın başarısı olarak düşünüldü. Oysa o bu pozitif iklim, rant ve ölçüsüzce inşaat sektörüne transfer ile heba edildiğinden bugünkü tabloyu yaşıyoruz. Sözün özü kasa tamtakır ve yakın zamanda da dolacak gibi görünmüyor.