TANER DEMİR I BOLD ANALİZ
Türkiye ekonomisinde son birkaç haftadır yaşananlar, ’31 Mart 2024 belediye seçimleri sonrası devalüasyon olacak’ beklentilerini hafifletti. 22 yıldır iktidarda bulunan AKP’nin İstanbul ve Ankara başta olmak üzere seçim kalelerini kaybetmesi sonrası yurtdışı kuruluşlar ardı ardına iyimser raporlar yayınlamaya başladı.
YABANCILAR, TÜRKİYE’DE İKTİDARIN DEĞİŞEBİLECEĞİ İHTİMALİNİ SATIN ALDI
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geçen yıl haziran ayından beri yaptığı para arama turlarında ikna olmayan yabancılar, seçim öncesi ve sonrasında muhalefet lehine havanın değişmesiyle peş peşe yatırım kararları aldı. 31 Mart gecesi Türkiye’de siyasi tablonun değişebilme ihtimalini gören yurt dışı yerleşikler Türk menkul kıymetlerine yeniden ilgi göstermeye başladı.
SEÇİMDEN ÖNCEKİ HAFTA 695 MİLYON DOLARLIK ALIM YAPTILAR
Merkez Bankası verilerine göre hisse senedinde beş hafta üst üste çıkış yaşandıktan sonra izleyen iki haftada yüklü alımlar geldi. Devlet iç borçlanma senedinde de kesintisiz bir şekilde dört hafta süren çıkışın ardından geçen hafta alım yaşandı. Yabancı yatırımcılar 15-22 Mart haftasında 429 milyon dolarla bu yılın en yüklü hisse senedi alımını gerçekleştirmişti. Yabancıların alımı geçen hafta da sürdü. Mart ayının son haftasındaki net alım 267 milyon dolar oldu. Böylece yabancı yatırımcıların mart ayının ikinci yarısındaki alımları net olarak 695 milyon dolara ulaştı. Bu giriş, fiyat ve kur hareketinden arındırılmış net tutarı gösteriyor.
Yabancıların yine fiyat ve kur hareketinden arındırılmış şekilde gerçekleştirdiği devlet iç borçlanma senedi alımı da geçen hafta 112 milyon dolar oldu.
SANDIKTAN ÇIKAN ‘GENEL-YEREL’ DENGESİ YABANCILARI RAHATLATTI
Tabloyu yorumlayan ekonomist Alaattin Aktaş, “Yabancı yatırımcıların Türk menkul kıymetlerine olan ilgisini etkileyecek en önemli gelişmelerden biri de kuşku yok ki seçimin geride kalması, şöyle ya da böyle bir belirsizlik eşiğinin aşılması… Üstelik sandıktan Türk siyasetinde “genel-yerel” dengesini sağlayacak bir sonucun çıkması… Dolayısıyla bu da önümüzdeki dönem için yabancı ilgisinin artmasını sağlayacak bir etken olabilir. Yabancıların seçimden sonraki tutumlarının ne olduğunu haftaya perşembe günü açıklanacak 1-5 Nisan günlerini kapsayan ilk veride göreceğiz.”
40 TL BEKLENEN DOLAR 31-32 ARASINDA GİDİP GELİYOR
Erdoğan’ın partisinin İstanbul ve Ankara’yı kazanma senaryolarında 40 TL olması beklenen dolar, AKP’nin seçim hezimeti sonrası 31,50’lere kadar geriledi. Şu anda ise 32 lira seviyesinde işlem görüyor. Seçimin hemen ardından beklenen kurdaki patlama da AKP’li belediyelerin CHP’ye geçmesiyle bir süre ertelenmişe benziyor.
EKONOMİDEKİ BAHAR HAVASINI DAĞITACAK 5 RİSK HALA DURUYOR
Seçim belirsizliğinin geride kalmasınının ardından ekonomide yaşanan bu bahar havasının dağılması yine Erdoğan ve onun izleyeceği siyasete bağlı. İşte o riskler;
1 – HUKUK VE DEMOKRASİ REFORMLARI YAPILMAZSA
Van örneğinde görüldüğü gibi hukuk ve demokrasi reformaları atılmazsa biranda sokaklar karışır. Güven ve istikrarın olmadığı bir ülkeye bırakın yabancıyı yerli yatırımcı bile yatırım yapmak istemez. 3-6-12 ay sonrası öngörülemeyen bir piyasaya para girişi olmaz.
2 – AİHM’in YALÇINKAYA, KAVALA VE DEMİRTAŞ KARARLARI ACİLEN UYGULANMAZSA
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Yüksel Yalçınkaya kararları uygulanmazsa yabancı 1 cent bile getirmez. Özellikle Türkiye’den yapılan 100 binden fazla başvuruyu direk olarak ilgilendiren öğretmen Yüksel Yalçınkaya kararına dair yasal bir düzenleme yapılması şart. Aksi taktirde Türkiye 100 binden fazla kişiyi haksız yere tutuklayıp cezaevine atan ülke konumundan kurtulamayacak. Uluslararası basında haber olan Yalçınkaya’nın yeniden yargılama davasını gören Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi 12 Eylül’e bırakarak siyasete ‘yardım’ çağrısı yaptı. Bakalım Erdoğan hükumeti bu konuda ne yapacak?
3 – SİVİL ADI ALTINDA TOTOLİTER ANAYASA YAPILIRSA
Ilımlı havayı dağıtmaya aday diğer madde ise Anayasa değişikliği. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş 31 Mart’ın hemen ardından referandumsuz Anayasa yapmanın yollarını aradıklarını açıkladı. MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin isteğiyle Erdoğan’ın ölene kadar devletin başında kalmasını öngörecek totoliter Anayasa, döviz kurlarının ateşini yeniden yükseltecek. Özellikle düzenlemenin Mecliste kabul edilebilmesi için İYİ Partili vekillerin transferi gibi seçim sonrasının dingin gideceği sanılan günleri yerini yine tartışmalı kaotik günlere bırakacak. Böyle bir ortama yabancı yatırımcı para getirmeyecek.
4- YÜKSEK ENFLASYON DEVAM EDERSE
TÜİK’in seçim sonrasında açıkladığı Mart enflasyonu yüzde 68.50’ye yükseldi. Bir türlü düşürülemeyen enflasyon Türkiye’de mali politikayla Merkez Bankası politikalarının etkinliğinin olmadığını gösteriyor. Erdoğan’ın söz verdiği Temmuz ayında maaş ve emekli aylıklarına zam yapılmasıyla “ücret-enflasyon” sarmalının yılın ikinci yarısında yeniden ortaya çıkmasına yol açacak. Ekonomi yönetimi açısından “yüksek enflasyon ve eriyen hane halkı refahı” yapısal olarak çözülmesi gereken en zor sorunlar arasında durdukça Türkiye ekonomisi kara kışı yaşamayı sürdürecek.
5 – KAMUDAKİ İSRAF AZALMAZ MB REZERVLERİ ARTMAZSA
Vatandaş evine ekmek götüremezken kamuda yaşanan israf devam ettiği müddetçe Türkiye ekonomisindeki kriz daha da derinleşecek. Merkez Bankası’nın eksi 71.9 milyar dolara gerileyen net rezervleri iyileşmedikçe yabancının Türkiye’ye sıcak para getirmesi hayalden öteye geçmeyecek.
Bu risklere göre adım atılması ve reformlar yapılması halinde Türk Lirası’nın yeniden değer kazanması içten bile değil. Tam tersi durumda ise doların 40 TL’ye Euro’nun 50 TL’ye yükselmesi günler hatta saatler alabilir.